- 3395
- 06.12.2022 10:57:59
Kemik erimesi kemikleri gözenekli ve kırılgan hale getiriyor
Kemik erimesi ileri yaş veya çeşitli hastalıklar nedeni ile kemik kütlesinin azalması ve kemik mikro mimarisinin bozulması sonucu kemik kırılganlığının artması ile karakterize bir kemik hastalığıdır. Osteoporoz ya yeni kemik oluşumu azaldığından ya da kemik yıkımı arttığından ya da her iki nedenden dolayı ikisi arasındaki denge bozulduğunda ortaya çıkar. Osteoporozda kemikler daha gözenekli hale gelir. Kemik yapım-yıkım hücrelerinin sayıları azalır ve yerlerini yağ hücreleri almaya başlar Bu da kemikleri daha ince ve kırılgan hale getirmektedir. Kemikler bir travma karşısında daha az dirençli olur ve kolayca kırılır.
Menopoz sonrası kadınlarda kemik erimesi daha hızlı oluyor
Doğal süreçte özellikle 30’lu yaşlar sonrasında yaşın artması ile birlikte kemik dokusunda zamanla bir miktar azalma olmaktadır. Bu azalma ek faktörler varlığında kritik eşiği geçerse osteoporoz gelişmektedir. Menopoza kadar kadın cinsiyet hormonu östrojen kemikleri korur. Kemik erimesi menopoz sonrası östrojendeki azalma sonucu kadınlarda kemik kaybını daha da hızlandırır ve kemik erimesi kadınlarda daha sık görülür. Osteoporoz gelişme riskini artıran çok sayıda faktör bulunmaktadır. Cinsiyet dışında en önemli risk faktörü ileri yaştır. Romatoid artrit gibi romatizmal hastalıklar, diyabet, hipertiroidi, hiperparatiroidi, beslenme ve besin emilim bozuklukları, steroid kullanımı, multipl myelom gibi bazı hastalıklar, erken menopoz, sigara kullanımı, genetik yatkınlık, özellikle erken yaşlarda sedanter (hareketsiz) yaşam, D vitamini eksikliği gibi birçok etken kemik erimesine neden olabilmektedir.
Osteoporoz genellikle belirti vermez
Osteoporozu erken tespit etmek ve tedavi etmek önemlidir. Osteoporoz genellikle kırık gelişinceye kadar bir belirti vermez. Bazen boyda kısalma, kamburlukta artış gibi fiziksel değişiklikler hasta veya hasta yakınları tarafından fark edilebilir. Gençliğine göre boyunda 4 cm’den fazla kısalma, kamburluk ve öne eğilme, enerjisi yüksek olmayan bir travma ile beklenmeyecek şekilde kemikte kırık oluşması belirti ve bulgular arasında sayılabilir.
Kemik erimesi tanısı kemik mineral yoğunluğu testi ile konuyor
Enerjisi yüksek olmayan bir travma ile kırık gelişmesi durumunda osteoporoz akla gelmelidir. Tanı genellikle kemik mineral yoğunluğu ölçümü ve klinik öykünün birleştirilmesi ile konulur. Erişkinlerde kemik yoğunluğunun genç erişkin bireylerin kemik yoğunluğu oranı ile karşılaştırılarak elde edilen T skoru değerleri baz alınarak tanıya gidilir. Özellikle 65 yaş ve üstü bireyler için kemik yoğunluğu testi (kemik dansitometrisi) önerilmektedir. Kemik mineral yoğunluğu en sık kemik mineral dansitometre cihazı (Dexa) ile ölçülmektedir. Kantitatif tomografi (QCT) ile de kemik mineral yoğunluğu ölçülerek tanıya gidilebilir. Uygun öykü olduğunda ölçüm yapılmadan tanıya gidilebilirken verilen tedavinin takibi için yine de kemik mineral yoğunluğunun ölçümü faydalı olmaktadır.
Tedavi kişinin diğer hastalıklarına göre planlanıyor
Yeterli D vitamini, kalsiyum ve protein alımı sağlandıktan ve kişinin fiziki durumunun elverdiği ölçüde egzersiz yapıldıktan sonra bir takım ilaçlar tedavide kullanılmaktadır. Bu ilaçların bir kısmı temelde kemik yıkımını azaltarak bir kısmı da yeni kemik yapımını artırarak etki göstermektedir. Haftalık, aylık alınabilen oral kemik erimesi ilaçları olduğu gibi, yıllık serum tarzında, 6 ayda bir insülin gibi subkutan uygulanan veya yine insülin gibi günde bir kez kullanılan kemik erimesi ilaçları vardır. Kişinin klinik öyküsü, fonksiyonel durumu, böbrek yetmezliği durumu ve ek hastalıklarına bağlı olarak hasta ile beraber uygun bir tedavi programı oluşturulmaktadır.
Kemik erimesi önlenebilen bir rahatsızlıktır
Sağlıklı alışkanlıklar edinerek kemik erimesinin önüne geçilebilir. Sağlıklı bir kemik metabolizması için kalsiyum çok önemlidir. Bu nedenle süt, yoğurt, peynir gibi kalsiyum içeren yiyeceklerin sık tüketildiği bir beslenme tarzı kemiklerin güçlü olmasına katkıda bulunur. Kalsiyuma ek olarak, yeterli D vitamini önemlidir. D vitamini, bağırsaklardan kalsiyumu emmek ve kemiklere iletmek için gereklidir. D vitamininin çok büyük bir bölümü güneş ışığının (UV ışınları) yardımıyla deride üretildiği için yaz aylarında dışarıda güneş altında yeterince vakit geçirmeyi gerektirir. Kemik ve kas kütlesini güçlü tutabilmek için düzenli hareket edilmeli ve egzersiz yapılmalıdır.